PARAŞÜT

Diğer arkadaşlarımla birlikte uçaktan atlıyoruz. Ellerimizi ve ayaklarımızı açmış, boşlukta uçar gibi aşağı doğru süzülüyoruz. Bu mesafeden köyler, tarlalar küçücük görünüyor. Bir süre sonra bir araya gelip elele tutuşuyoruz ve havada yıldız şekli oluşturuyoruz. Biri fotoğrafımızı çekiyor. Fakat bu çok uzun süremiyor, çünkü hızla yere doğru yaklaşıyoruz. Her birimiz ayrı bir yöne doğru ayrılıyoruz. Ve o an ben paraşütümün olmadığını fark ediyorum.

Diğer arkadaşlarımdan epeyce uzaklaşmışım. Yanlarına gidip yardım istemeye çekiniyorum. Bu durumda rizk alıp bana kim yardım eder ki diye düşünüyorum. Aynı durumda ben başkasına yardım eder miydim, emin değilim. Zaten vakit de yok. Tam kaderime razı olmuşken yan tarafımda okuldan arkadaşım Naci’yi görüyorum. Paraşütü sırtında. O da durumumu anlamış ki işaretle beni yanına çağırıyor. Ona yük olmak istemiyorum ama başka çarem yok. Merak etme diyor, kolumdan sıkıca tutuyor. Naci’nin yıllar önce askerliğini Hava Kuvvetleri Karagahı’nda yaptığını biliyorum. Ama bunun şu durumda bize bir faydası olacağını sanmıyorum. Bir süre sonra paraşütünü açıyor. İki kat artan ağırlığından dolayı diğerlerinden daha hızlı yere yaklaşıyoruz. Kalbim yerinden çıkacak gibi hızla atıyor. Ona verdiğim ağırlıktan dolayı kendimi suçlu hissediyorum. Fakat o soğukkanlılığını koruyor. Ya da endişesini bana belli etmiyor. Daha yumuşak bir iniş için çimenlik bir arazi seçiyor. Önce ayaklarının üzerine o iniyor. Sarsıntının etkisiyle elinden kopuyorum. Yerde dört beş takla attıktan sonra ancak durabiliyorum. Çok şükür ben iyiyim, ama onu göremiyorum.

Hemen bilgisayarı açıp Facebook’tan Naci’ye mesaj yazdım:
“Naci selam. Biraz once uyandim. Ruyamda bir gurup arakadasla birlikte parasutle atliyormusuz ve benimkini almayi unutmusum. O sirada buyuk sogukkanlilikla sen beni birakmiyorsun ve senin parasutle yumusak bir zemine iniyoruz. Sadece tesekkur etmek istedim:) Sevgiler..”

Türkiye’de gece yarısı olmasına rağmen Naci’den anında cevap aldım:
“Selam Necdet, Sevindim seni bırakmamış olmama. Hoş, kuraldır, taşıma gücü olan kimse diğerini bırakmaz havada. Paraşüt yapma ama yamaç paraşütü yap. Çok keyif alacaksın. Sevgiler.”
(NY)